Gönüller Diyari
  Forum Sayfasi
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Forum Sayfasi - [size=18]Ey Guzel Nebi[/size]!

Burdasın:
Forum Sayfasi => Forum Giris => [size=18]Ey Guzel Nebi[/size]!

<-Geri

 1 

Devam->


feyza
(şimdiye kadar 27 posta)
20.09.2008 01:29 (UTC)[alıntı yap]
Ey Guzel Nebi!



Haddim olmayarak aldım bu kalemi elime ve haddim olmayarak sevdim seni. Üveys'in kapına geldiği gibi boynu bükük geldim kapına.
Ömer gunahlarını sırtlanıp canına kıymaya geldiğinde ona nasıl rahmet bakışları ile baktıysan, bana da öyle bak. Erisin bakışlarında gunahlarım.


Ey Nebi!


Rabbim seni gönderdi, gül kokun gulistan yapsın diye. Sen bizim çöl gönüllerimize girdin, gönüllerimiz sevginden bir bahce oldu.
Biz ağladık, sevgimizin dibine düştü gözyaslarımız.Hıçkırdıkça büyüdü, buyudukce yaktı, Yaktıkça dayanılmaz oldu. Gel ne olursun güzel sultan!...


Ey güzeller güzeli!


Gül yüzlü, Nur yüzlü Rasul!... Esi benzeri olmayan, başı sonu sorulmayan, en güzel olan Rabbim bile seni severken, söyle biz hangi yangınlarda yanalım. ?
Hangi volkanda savrulalım? Lütfen göster yüzünü ya Rasul, göster ki aşina olsun gözlerin gözlerime, nişanın bulunsun yüzümde, göster ki gönlüm senden gayrısını sevmesin.


Ya Rasul!
Rahmet yamurlarında yıka beni. Arınmak istiyorum gunahlardan, silinmek istiyorum dünyadan, heba olan ömrüme ağlamak, yanmak istiyorum.
Affet,affet, affet...


Ey Guzel Rasul!
Konuştuğunda rüzgarlar esiyordu. Kuşlar susup inzivaya cekiliyordu. Güneş sana doğuyor, ay sana gülmek için gök yüzüne çıkıyordu. Pervazlara konan martılar adını zikrediyordu şafakta, Aksamdan şüheda misali süzülüyorlar, karanlık gecenin beyaz martıları.
Adına yazılan yazıların, cümlelerin sayısı yok. Hepsi sana, en güzele, en güzel şekilde, cümleler aciz büyüklüğünün yanında..


Ey Güzel Rabbim!
Adını adınla yazdırdığın Rasulun hürmetine senden iki şey istiyorum; biri senin cemalin, diğeri en güzel yarattığın RAsulullah sallalahu ve sellemin cemali. Duamı kabul et ya Rabb! Kuddusi'nin gülü olarak kabul et, büyüğümün kapısında köpeği olarak kabul et. Ama ne olur et guzel Rabbim, ne olur kabul et. (evvela beni onlara layık et.)
Çok mucadele ettim kendimle, önce nefsim dikildi karsıma, ''boşver'' dedi. çok gençsin, dilediğince hayatını yaşa, istediğin gibi oku, çalış...
Sonra bir bir bütün duygularını kaybet. Hayanı, edebini, ve kaç zerreden oluştuğunu bilmediğin imanını...
O'nu yendim Ya Rasul! Yendim ve Sana geldim. Korkuyorum herseyden, ne olur aç Ravza'nın kapılarını da içeri gireyim. Görmek istemesende sana benzemeyen beni kabul et. ''Gözükme gözüme'' dediğin Hz.Vahşi gibi yüzümde kara peçeyle gezeyim. Sen dinlemesen de ben anlatayım sana çektiklerimi. İnan bana tükenmedi Ebu Cehil'ler.


Hayallerimi çaldılar ya Resul. Sen o gül yüzünle bana gülesin diye. İşte sadece bu yüzden vazgectim hayallerimden. Hayallerimi çaldılar ya Resul.
Şimdi hayalime seni çizdim ey Sevgili, kara gözlerini, güzel gülüşlerini ve ahu ceylan bakışlarını koydum. Her seher vakti kokunu duydum dualarımda.
Her vakit bastığın toprağa secde ettim. Gece üçlerde seni Uhud'da hayal ettim. Hayalim doğru çıktı ve Uhud'un eteklerinde tuttun ellerimden, sağnak yağmurlar misali gönlüme yağdın.


Seni düşünmeye bile hakkım yokken hayal etme cüretinde bulundum. Af diliyorum. Ama yüreğim sensizliğe dayanmıyor. Ya Rasul! Adım adına yakışmıyor biliyorum. Ahlakım seninkine hiç benzemiyor, ama ortada kaldım. Bir yanımda sen varsın, senin hayatın. Bir yanımda ben varım, yanımda nefsim ve hayatı. Çek çıkar beni bu düştüğüm kuyudan. Çığlığım karanlıkta kayboluyor Ya Resul. Ey güzel Sevgili, Akabe'de verdiğim sözleri unutmadım. Sen bana ellerini uzatmıştın, ben boynumu koymuştum avuclarına. Herseyden vazgecmiştim.Bir tek canım vardı yoluna feda edebileceğim.


Sen Huneyn'de carpışırken ben korkmuştum Ya Resul ve amcan Abbas'ın sesi geldi uzaklardan. ''Akabe'de biat eden, ona doğru gel''. Ben bütün korkularımı atıp ve cesaretimi yüreğime takıp, imanımı sırtlanıp sevda atesiyle ''lebbeyk,lebbeyk'' diyerek koştum eteklerine.Dizlerine kapandım. Söz dedim Ya Rasul, ''Darında ve Varında seninleyim'' Örümcekler sana örerken, ben sana dua ediyordum Veda Tepeleri'nde. Şimdi benim peşime düştüler, oysa beni ne örümcekler saklıyor ne de Veda Tepe'lerinden ''amin'' sesleri duyuluyor. Çok dardayım ya Rasul. Uhud'un tepelerinden Hamza'yla, Ömer'le, Ali'yle, Ebu Bekr'le, Osman'la ve kanları Uhud'a düşmüş şehidlerle dua et, ''Amin'' seslerini, ''Geldim'' seslerini duyayım.Yapraklar zikre durmuşken, binlerce kez anıyorken gel Ya Rasul.


Çöle düşmüş gibi sana susadım. Elinden kuru yapraklarıma kevser içir Ya Rasul. Yüreğinden yüreğime bir zerre feyz ya Rasul. Ey sevgil, Ay'a ve Gunes'e bakmak çok guzel, ama tutmak çok zor. Üstüne sensizliğimi koyduğum zaman tasıyamıyorum. Ben layık değilim biliyorum ama sana ev sahibliği yapan Ebu Eyyub'un hatırına, surlarında kanayan Ka'b bin Malik'in hatırına, büyük kumandan Fatih'in hatırına, Akabe'de verdiğimiz sözün hatırına, dardayım ya Rasul ne olur gel. İlk ve son kez bak, kül olayım bakışlarında.


Varlığım sana, kanım sehadetine tutsak. Yetim bıraktığın yüreğim öyle sana ağlıyor. Sen gel de yetimliğimi unutayım. Sen gelirsin diye Ay hergece ikiye ayrılıyor. Ben seni tekbir sesleri ile bekliyorum. Ensar gibi değil ama öylesi bir hasretle, hiç görmediğim yüzünü herseyden çok özlüyorum.


Siyah bir örtüyle çıkıyorum karsına....
''Niçin?'' dersen yüzündeki nurun, gözlerindeki o ışığın kalbimi durdurabilir. Sana salat u selam getirmekten aciz ummetin olarak geldim. Acıver kapıları ya Rasul, acıverde al beni gönlünden içeri, arındır yüreğimdeki kirleri.


Ya Rasul!
Fatıma gibi yakışmak istiyorum sana, Ömer'in ağladığı gibi ağlamak, Ebu BEkr'in yandığı gibi yanmak...


Gel YA RASUL, Gel de aydınlat asırlar ötesindeki karanlık dünyamı, gel de yine seccadeler ıslansın. Sönsün yıldızlar bakışlarında, denizler çöl olsun, çöller ummanlara dönsün. Alemler nurunu asırlar sonra birkez daha görsün.


Bir düşmanın vardı senin, Ebu Cehil, bilirdin, görürdün. Biz Ebu Cehilleri ayıramaz olduk. Gün oldu ezan okuyacak Bilal bulamadık. Bilemedik el açmasını, Fatıma gibi boyun bükemedik. Hendekte kazdığın kuyulara önce biz düştük, seni taslayan yahudinin eline taşı biz verdik. Pislikler akıttılar başından biz öylece baktık sana. Sövdüler dinledik, kovdular aldırmadık. Biz sana dönüp bakmadık. Hiç ağlamadık ardında yüreğimizle.
Sen ''Gececek'' dercesine gülüyorsun hep. Senin çilen tamam oldu. Bilemedik o çilelerin bize geleceğini. Cenneti kazanmak kolay sandık, cemalin kolay sandık, Çünkü biz ahmaktık ya Rasul, biz ahmaktık. O gün seni taşlayan yahudi, bugün hürriyetimi aldı elimden. Başından pislikler dökenler zinetlerimi çaldı. Öyle Ebu Cehiller vardı ki Ya Rasul, insanlığımı aldı. Yollar bir misali oldu köle pazarlarının, fakat bu pazarda ne alan belli ne de satan....


Ey Güzeller güzeli!
Fatıma altı ay dayanamadı sensizliğe, biz asırlardır sensiziz. Damarlarımız kurak topraklar gibi. Bir yılan kadar olamadık, sana ulaşmak için hiç bir kapıyı zorlamadık. .


Ey Sevgili!
Ne olur gel... Günahkar ümmetinin son haykırışları bunlar. Bir çorak toprakta batıyoruz, karanlık bir sona doğru yol alıyoruz. Ne olur gel de titretsin feyzin kalbimizi, yüzüm olmasa da huzuruna cıkmaya, büyüklüğüne sığınırım. ...


Bir günahkar olarak çıkıyorum karsına Ya Rasul...
Sen büyüklüğünü yap, Ben boynumu eğeyim...
Sen Elini uzat, Avuclarından öpeyim...

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 28
Bütün postalar: 28
Bütün kullanıcılar: 6
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
  Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  


< KONYA GOZYASI FM



Online Müzik İçin Tıklayınız
  Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol